Karga, Hint-Aryanların tanrısı Vayu’nun kutsal hayvanıdır. Antik çağda Aryan uygarlığının ve sonra Avrupa’yı da etkileyen Mitra’nın erginlenmesinde ilk aşamasıdır. Avesta’da karganın adı “varatna” olarak geçer. Aryanların antik Mazdaizm inancında ölülerin temizlenmesi nedeniyle olumlu bir anlam ifade ederdi. Bu olumlu anlam Ortaçağ İran edebiyatında da devam eder ve karga edebiyatta zekânın temsilcisi olarak kalmaya devam eder. Özellikle İran’da bazı Şii grupların kargayı Hz. Ali’nin temsilcisi olarak kabul etmesi, bu olumlu etkinin devamıdır. Ancak İslam sonrası dönemde olumsuz bir etki taşır. Karganın leş yemesi nedeniyle kötülenmiş; bu sebepten de peygamber Nuh tarafından lanetlendiği inanılmaktadır. İncil’de kargalar için “kirli” deniyordu.
Tufan mitolojisinde peygamber Nuh’un lanetlediği hayvanın karga değil kuzgun olduğunu belirten mitoslarda var. Karga ve kuzgunun aynı aileye mensup iki kuş olması nedeniyle mitolojilerde sık sık karıştırılmıştır. (Graves)
Er-Sogotah destanını karga Azrail’e simgeler. Er-Sogotoh cehennemden gelen iblis Bura-Dohsun’u öldürür ve vücudunu parçalara ayırarak gökyüzüne fırlatır. Ancak iblisin bir parçası olan kalbi kargaya dönüşerek kaçar. (Ögel)
Semavi dinlerden İslam’da Kur’an-i Kerim’in Mâide suresinde anlaşıldığına göre peygamber Adem’in oğlu Kabil kardeşi Habil’i öldürür. Ancak onu ne yapacağını bilemez ve bir karganın ölü bir kargayı gagasıyla kazdığı çukura gömüp üstünü toprakla örttüğünü görmesiyle, kardeşi Habil’i toprağa gömer. Kimi mitsel apokrif metinlerde karganın Kabil’e yol gösterdiği için lanetlediği görülür. (Gezgin)
Aryan mitolojisinde karga güneş tanrısı Mitra’nın haberci kuşudur. Mitra dininin inananları kargayı havanın sembolü olarak ve müjdeci olarak kabul ederdi. (Yıldırım)
Yunan mitolojisinde Zeus’un oğlu Apollon kargayı lanetlemiştir. Bunun sebebi karganın Apollun’un sevgilisi Koronis’in ölüm haberini getirmesidir. (Gezgin)
İslam anlatılarındaki Âb-ı Hayât suyu karga tarafından içilmiş ve bu sebepten ölümsüz olduğuna inanılmıştır. (And)
İncil’de ise kargalar ve onların yakın akrabaları olan kuzgunlar “kirli” olarak ifade ediliyor.Çin mitolojisinde ise karga iki anlamlıdır. Örnegin güneşin doğmasını sağlayan kargadır ama aynı zamanda Çin mitolojsinde beyaz kanatlı kargalar olumsuz anlamlar taşır ve onlarla karşılaşmak ya da seslerini duymak uğursuzluk sayılır. Buna karşın kara kargalar iyi ve olumlu anlamlar taşır. Kara kargaların ötüşünün yağmur ile rüzgarı yarattığı söylenir. (Robert)Aborjinler de nasıl ölüneciğinin en iyi kavgadan öğrenilebilecegini söylerler. (Gezgin)
Tüm bunlar bilgiler bize genel olarak karganın olumsuz anlamlarda ifade ettiğini, özellikle bu anlamda evrensel olduğunu gösteriyor. Ancak antik ve Ortaçag İran’ında tam tersi olarak olumlu anlamlar taşıdığı görülmektedir. Bunun sebebi karganın zekasını ve problem çözme becerileri olabilir.
Günümüzde Kürdistan coğrafyasında karganın bu bahsedilen özelliklerinin çoğu mitler, efsaneler, yaşanılan olaylar ile anlatılır. Kürt halkının hafızasında genellikle ölüm ile ilişkilendirilen karga, aktarılan bir çok hikaye ve mitsellikle örülü gerçeklik ile günümüzde hayat buluyor. Şimdi aktaracağımız yerel tanıklıklar, karga inanışlarının Kürt toplumunda yerini belirliyor.

Ağrı Patnos’tan H. Ürtekin aktarıyor, “Bu doğrudur. Çocukluğumdan hatırlıyorum evin önünde çok fazla kırlangıç ötmesi müjdeyi, karga ötmesi ölümü simgeler ve tecrübelerimiz de bunu kanıtlar nitelikte gibi görünüyor.”
Ararat bölgesinde Qlidag çevresinde Anıl Güçlü aktarıyor, “Qıjık olarak adlandırılan bu karga adlı kuş gelip evin etrafında veya bir kişinin etrafında vakitsizce öterse birinin öleceğini temsil etmektedir.”
Hakkari’den Şems Lin anlatıyor, “Karganın sesi geldiğinde kötü haberi al git iyi haberi bırak deriz bir evin önünde çok fazla karga varsa ve durmadan gakliyorlarsa o eve ölüm geleceğini söylerler.”
Hakkari’den Şeref Aslan anlatıyor, “Pencereye karga konduğunda rengine göre haber olarak görürüz. Siyah karga ölüm, beyaz misafir veya güzel haber gelecek demektir. Misal baykuş eve girerse bir belanın habercisi falan deriz.”
Şevval A. annesinden derlediği bir bilgiye göre, Bingöl çevresinde bahsedilen bir rivayete göre rüyasında karga gören kadın, bunu ölümün işareti sayar. Bir hafta sonra kadının amcası ölür. Bu olayı karganın işaretine yorar.
Serhat Van’dan Yunus Varhan dedesinden aktarıyor: “Dedem anlatırdı Simurg kuşunu görmek hastalığın iyileşeceği veya hastanın dertlerinden kurtulacağı anlamına geliyor ama karga görmek ölümü temsil ediyordu.”
Batman’dan Mizgin Ç. Anlatıyor: “Bir evde evin çatısında, bahçesinde, arsasında çok fazla karga, işte sürüyle, karga sürüsü varsa evin çatısında ise ölüm, ölüme işarettir. Arsasında ise bereketsizliği haber verir; o yılın hasadının kötü geçeceğini işaret eder. Bir evin çatısında, balkonunda ya da baykuş tünemiş ve ötüyorsa o eve uğursuzluk ve bereketsizlik getirir. Bir gün şahit oldum, baykuş bir yerde ötmüştü ve o mutlaka uğursuzluğa işaret eder; büyüklerim o yüzden baykuşu oradan uzaklaştırmaya çalıştılar. Güvercinde vardır, o da bir evin balkonuna ya da çatısına ya da herhangi bir yerine yuva yapmışsa, o evin nazardan, büyüden, kemgözden, dışardan gelebilecek her şeyden korumaya çalıştığına işaret edilir. Felçli bir hastanın yatağının altına güvercin konulduğunda, onun hastalığına iyi gelir.”
Hakkari’den Tayan Çetin anlatıyor: “Kargalar sürü halinde geçerse halayları var der geçeriz. Bazen de savaşı kargaşayı çağrıştırır. Karga evin önüne ötmeye gelirse, o evden birine bir şey olmuş ya da olacak derler.”
Van’dan Servan Yılmaz: “Bizde karga evin önüne geldi mi misafir ya da hayır şer gibi bir şey olacağı haber verilirdi diye anlardık. Gelenek mi artık neyse tam olarak bilmiyorum ama bizde yıllardır böyle söyleniyor. Bide baykuş bize uğursuzluk getirir.”
Serhed Muş’tan Seyat Yiğin: “Büyüklerden genellikle çok duyardık. Kara kargalar evin önüne, damına, ağaça konduğu zaman onu kovun derlerdi. Karga (şer) uğursuzdur geldiği yere kovunuz gitsin derlerdi.”
Muş Delege köyünde Enver A. anlatıyor: “Evet nenem evin önüne karga geldiğinde kovuyordu. Ayrıca dayımın vefat ettiği gün kargaların toplu şekilde evlerinin önünde gürültü yaptığını ve bundan endişe duyduğunu söylemişti.”
Bitlis’ten Ömer Polat: “Karga uğursuzluk getirir, iyi değildir. Ayrıca bedduası kabul olan bir hayvandır, onun içindir bizde yavrularına asla dokunulmaz. Hoş görülmeyen mümkün oldukça bulaşılmayan bir hayvandır.”
Erdiş Van’dan Şervan Yıldız farklı bir şekilde olumlu bir anlamda aktarıyor: “Bizde toplu karga sürüleri geçer. Dedem kargalar üstünden geçen kişilerin cebine para olarak gireceğini söylerdi. Biz de geçtiklerinde “pere bove min” deriz yani babamın parası deriz”
Bitlis Tatvan’dan Samet Turanlı kötü olayı başından aktarır: “Kargaların uğursuz olduğunu özelikle bağırıp çağırmaları ölüm getirdiğini, kim kargayı yakarsa cennet kapısı sonuna kadar açılıyormuş derlerdi. Ben çocukken bir kargaya benzin döküp ateşle yaktığım oldu. Hâlen de vicdan azabı çekiyorum. Oysaki depremi önceden hissedip bağırışmalarına şahit oldum.” Bu anlatım halk hikâyelerinin Kürdistan’daki toplum üzerinde ne kadar güçlü bir etkisi olduğunu bize göstermektedir. Hem olumlu hem de olumsuz bir anlatımla karşı karşıyayız.
Van’dan Yağmur D. anlatıyor: “Mesela evin yakınında bir karga bağırıyorsa ‘Biri ölecek kötü bir olay olacak yine gelmiş haber veriyor’ derlerdi. Haber verme gibi idi büyüklerimizin bu konuda düşüncesi. Ama işin garibi biz şimdide hâlen karga gelince yine ‘aha bir şey olacak’ deriz, bizde deriz yani.”
Van’dan Fatih E. aktarıyor: “Karga dair bir şey bilmiyorum ama baykuş kimin evinin önünde ötmeye gittiyse ya da durduysa, o kişi evinden, yakında birisi başına bir şey geleceği ya da bir ölüm haberi geleceği söyleniyor. Bide eğer baykuşu yavrularından edersen tekrar yakın tarihte gelecek uğursuzluklardan bahsedilir.”
Bidlis’te Resul G. anlatıyor: “Evet köyde karga ağaçlara konduğu nda babam uzklaştırmamızı isterdi. Tabi o yüzden kovuyorduk çünki aile tehlike altında her an birisi nin başina bir şey gelir diye o konuya dikkat ederdik.”
Mardin’de Sinan S. anlatıyor: “Çocukken büyüklerden duydum. Ölümün veya kötü günlerin habercisidir diye. Genellikle veba gibi hastalıkların habercisi ve tabi bu hastalıklardan ötürü ölümler olur.”

Sonsöz
Kargalar, mitolojik anlatılardan günümüz halk inanışlarına kadar insanlık tarihinin derin izlerini taşıyan sembolik bir köprü gibidir. Bu makalede ele alındığı üzere, karga imgesi evrensel bir ikiliğe sahiptir: Bir yanda zekâ, haberci ve kutsal bir rehber olarak yüceltilirken, diğer yanda ölümün, uğursuzluğun ve kaosun habercisi olarak görülmüştür.
Antik İran’da Mitra’nın müjdecisi, Avesta metinlerinde ölümle arınmanın simgesi olarak olumlanan karga, İslam sonrası dönemde ve Semavi dinlerin metinlerinde leş yiyiciliği nedeniyle lanetlenmiş, halk kültüründe ise kötü haberlerle özdeşleştirilmiştir. Bu çelişkili anlam katmanları, kültürel bağlamın sembolleri nasıl şekillendirdiğini gösterir. Örneğin, Zerdüşt geleneğinde hava ve zekâyla ilişkilendirilen karga, Anadolu ve Kürdistan coğrafyasında damlara konduğunda ölümü çağrıştırırken, Çin mitolojisinde hem güneşin doğuşunu sağlayan bir güç hem de uğursuz bir işaret olarak karşımıza çıkar. Halk anlatılarındaki bu belirsizlik, karga ve kuzgunun biyolojik benzerlikleriyle de beslenmiş; mitosların sınırları zamanla birbirine karışmıştır.
Makalede aktarılan yerel tanıklıklar, kargaya dair inanışların toplumsal hafızada ne denli güçlü bir yer edindiğini kanıtlar niteliktedir. Van’dan Muş’a, Hakkari’den Batman’a uzanan hikâyeler, bu kuşun sesinin veya sürüsünün hâlâ “ölüm habercisi” olarak yorumlandığını gösterir.
Ancak İran Şii gruplarındaki Hz. Ali ile ilişkilendirilme veya antik Mazdaizm’deki arınma rolü, kargayı salt kötücül bir figür olmanın ötesine taşır.
Sonuç olarak, karga mitleri bize yalnızca kültürlerin doğayı yorumlama biçimlerini değil, aynı zamanda insanın ölüm, bilgelik ve belirsizlikle kurduğu karmaşık ilişkiyi de anlatır. Bu ikili sembolizm, evrensel olanla yerelin kesişiminde şekillenir; kimi zaman korkunun, kimi zaman umudun sesi olur. Kargalar, insanlığın kolektif bilinçdışının karanlık ve aydınlık yüzlerini temsil ederken, mitolojilerin ve halk inançlarının zamanı aşan gücünü de hatırlatır. Bu çalışma, bir kuşun kanatlarında asırları dolaşan anlamların, kültürler arası diyaloğun ve insanın sembollerle kurduğu derin bağın izini sürmeyi amaçlar. Belki de kargalar, bize yalnızca ölümü değil, yaşamın ve inançların ne kadar iç içe geçtiğini de fısıldıyordur…
#Kaynakça
•Deniz Gezgin / Hayvan Mitosları
•Töre Sivrioğlu / Avesta Dili Grameri ve Mitolojik Sözlüğü
•Bahaeddin Ögel / Türk Mitolojisi
•Nimet Yıldırım / İran Mitolojisi

✌🏻☀️☀️